28 Mayıs 2015 Perşembe

the best of you

Bugün tam olarak şöyle başladı.
Şu an yaşadığım berbat evde uyandım.
Son iki aydır olduğu gibi.
Ama şikayetçi değildim çünkü şikayet edecek zamanım yok.
Hiç bir şey için zamanım yok zaten.

Bütün rutini uyguladım. çıktım evden.
Durağa yürüdüm.
Bindim otobüse.
Koşuyolu'nda indim.
Ofise yürümeye başladım.
Telefonun bir şarkı çalmaya başladı.

Foo Fighters çalışıyordu.
Dave'in sesinden tanıdım.
Nakaratında Dave şöyle çığlıklara boğuluyordu:
Is someone getting the best, the best, the best, the best of you?

Bir dakika filan yürüdüm.
İkinci nakaratta Dave yine çığlıklarla
Is someone getting the best, the best, the best, the best of you?
Tam o an önümden seni ilk tanıdığım zaman ki hallerinde
Bir turuncu...
Aynı saçlar...
Saçlarının her telinin her dalgasını hala hatırladığım için...
Görünce başka bir şey gelmedi özür dilerim aklıma
Hem zaten aynı renk tonu...
Ne yapabilirim ki?

Sadece beş adım atabildim.
Sabahın o boğuk havasında sadece beş...
Gittiğinden beri tuttuklarım aktı, süzüldü...
Gözlerimden yere...

Üzerimde takım elbise oturdum bir çöp kutusunun yanına.
Anında yıkıldı o kurduğum bütün barajlar.
Sel aldı her yanı.
Saat 8:30.

Bir teyze şaşırmış duruma.
Yanıma geldi, oturdu.
Ne oldu oğul dedi.
O sandım
Diyebildim sadece.
Baktı yapacak bir şey yok
Üzülme oğul zamanla geçer her şey dedi.

Biriktirdiğim barajda su bitince.
Kalktım, yürüdüm.
İşe gittim.
Yeniden set kuruyorum şimdi.

25 Şubat 2015 Çarşamba

Yoksunluk


Bir adaya baktım
Bir kuşa baktım
Ada ışıl ışıl
Kuş kıpır kıpır
İkisi de biraz sen

Tesla bana baktı
Ben Pan'a baktım
Tesla öldü
Pan yaşıyor
İkisi de biraz ben

Ben bana baktı
Ben bana baktım
Ben solgun
Ben yorgun
İkisi de biraz biz